Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tek İsim Tek Kader...

Selam dostlarım; Yeni bitirmiş olduğum Tek İsim Tek Kader isimli kitap ile ilgili düşünce ve önerilerimi paylaşacağım sizlerle. Umarım keyifle okursunuz... Bildiğiniz üzere ben bu kitaba Ölüm Oyunu'ndan sonra biraz kafa dağıtmak üzere başlamıştım. Ama  ama ama.. Kitap benim beklentilerimin çok altındaydı. Ve artık bir şeyi kabul etmem gerekiyor. Ben iki yazarlı kitapları okumakta gerçekten kötüyüm. İnsanlar hikayeyi farklı bir şekilde kafalarında oluşturup başkalarıyla birleştirince biraz sıkmaya ve soğutmaya başlıyor. Sıkıntı John Green'de mi bilmiyorum. Çünkü İlk Aşk isimli kitabını da beğenmemiştim. Kitap evet konu olarak hoş. Biraz fazla küfürlü. Ama eşcinseliğe dikkat çekiyor. Ama bu kitabı tek bir yazar yazsaydı daha çok severdim. Ama eğer kolay okuyayım ve beni yormasın diyorsanız bence okuyabilirsiniz. Ama John Green kendini toparlasa iyi olur. Yoksa artık kitaplarını okumayacağım. Çünkü harbi eskiden daha çok beğeniyordum. Not: Bu yazıyı İpad'den yazıyorum o yüzden

ÖLÜM OYUNU...

Selam dostlarım; Daha yeni bitirdiğim Ölüm Oyunu adlı kitap hakkında hissettiklerimi ve konusunu anlatacağım. Umarım keyifle okursunuz... Öncelikle yazarın ismi sizi şaşırtmasın kitap ingilizce'de yazılmış. Yani Japonca değil:) Ve kitabı elinize aldığınızda "Ben bunu nasıl bitireceğim?" diye kendinizi yormayın. İlk bölümlerde konu ağır ilerliyor. Ama sonra bir bakıyorsunuz yarısını bitirmişsiniz. Bu kitap uzun süredir elimdeydi. Canına okudum kitabın. Çantada dolaşa dolaşa bir hal oldu... ve bu kitabı uzun zamandır okuduğum için şimdi ondan ayrılma fikri bir tuhaf geliyor:((( Hemen konusundan bahsedeyim. 21 kız ve 21 erkek öğrenciyi bir adaya kapatıyorlar. Ve sadece tek bir insan hayatta kalana dek orada tutuyorlar. İşin kötüsü sınıf arkadaşları birbirini öldürüyor. Ve bu gerçekten can sıkıcı bir durum. Bazı bölümlerde gözlerim doldu. Bu kitabın bir de filmi varmış. Ama arkadaşımın dediğine göre film tam bir hayal kırıklığıymış. Ama ben yine de seyredecek ve düşüncele

DISCONNECT...

Selam dostlarım; Bu aralar çalışkanım. Ama yaz aylarına girdikçe daha çok yazı yazacağım. Bugün beni çok etkileyen bir filmi sizlerle paylaşacağım. Disconnect. Yani Sanal Hayatlar. Annem bu filmi bana geçen sene seyrettirdi. Eğer siz de benim gibi sosyal medya takipçisi iseniz izlemenizi önerebileceğim bir film. Filmde bambaşka insanların internet yüzünden başına gelen kötü olayları konu alıyor. Yani kısaca film sosyal medyada çok dikkatli olmamız için bizi uyarıyor. Tanımadığınız ve güvenilir olmayan insanlarla hayatınızdaki olayları paylaşmamamız, kime ne fotoğraf attığımıza dikkat etmemiz vb. gibi olaylarda dikkatimizi çekmeye çalışıyor. Bu filmi izleyip hiçbir şey anlamayan insanlar olmadığı gibi (daha doğrusu izleyip "ee yani" diyen insanlar) bu filmi gerçekten dikkate alarak daha dikkatli olan insanlarda tanıyorum. İnternet gerçekten tehlikeli. Ve ben bu kadar tehlikeli olabileceğini bu filmi izleyene kadar bilmiyordum. O yüzden izlemenizi ve örnek olmanızı öneririm. F

Arkadaşlarımla Sohbet #2

Selam dostlarım; Bu gün ikincisini yazmakta olduğum Arkadaşlarımla Sohbet yazıma hoş geldiniz. Bu sohbet filmlerle ilgili olacak... Aynı arkadaşlarımla konuştum. Bir arkadaşım daha katıldı. Unicorn:En sevdiğiniz film karakteri? Devekuşu: Jack Sparrow Aruno: R.(Warm Bodies) ya da Bella (Alacakaranlık) Flower:Katniss(anladığım kadarıyla:)) Bad Girl: Akkie( İyi Çocuklar Ağlamaz) Arada abuk subuk bir konuşma geçti... Unicorn:En son hangi filmi seyrettiniz? Flower:Ben en son Yarının Sınırında'yı izledim- dedi ve bir saat filmi anlattı- Bad Girl: Ben Fight Club'ı izledim. Aruno: Benim en son izlediğim film Disconnect (yazısını yazacağım ama çok güzel bir film) Devekuşu: Ben en son Avengers'ın yeni filmini izledim.(birinci filme göre sönükmüş. Beğenmemiş) Ve konu Grinin Elli Tonu'nun dedikodusunu yaptık. Ne alaka bilmiyorum. Unicorn: En sevdiğiniz oyuncu? Bad Girl: Dylan... Aruno:Kristin Stewart... Devekuşu:Ian Somerhalder.. Unicorn:İzlerken en sıkı

Saksı Olmanın Faydaları Film-Kitap...

Selam dostlarım; Saksı Olmanın Faydaları adlı kitabı bitirdiğimi beni İnstagram'dan takip ediyorsanız biliyorsunuzdur. Hem konusundan bahsedeceğim hem de film ve kitabı karşılaştıracağım hadi başlayalım... Öncelikle konudan bahsedeyim... Charlie isimli genç lise başlamaktadır. Ama o güne kadar başına kötü olaylar gelmiştir.. Ve bir süre hastanede yatmıştır. Her şeye çok çabuk ağlamakta ve duygusal yaklaşmaktadır. Yeni okulunda iki yeni arkadaş edinir. Sam ve Patrick. İkiside lise son sınıftır. Charlie'nin Sam'e olan ilgisi arkadaşlıktan çok farklıdır. Tabii çok detaya inmeyeceğim. Ve inanamayacaksınız ama ben filmi izlemekten yanayım. Evet kitap güzel hoş. Konu iyi. Ama ya çevirmende ya da yazarda bir sorun var. Evet çok duygusal ama bu onun çocukça davranmasını gerektirmez. Ama filmde gayet olgun bir çocuk Charlie.  Hayır her şeyi geçtim evet çocuk imla hatası yapıyor olabilir ama bu durum bir zaman sonra sıkmaya başlıyor. Ve kitap gitmiyor. Ama bence filmi çok güzel. Be

Ufak Bir Teşekkür

Selam Dostlarım; Bu yazı bolca teşekkür içerir. Bana destek olan aileme, yardımlarımı esirgemeyen ve ben yazı yazarken atar yaptığımda sonradan hiç bir şey olmamış gibi benimle sohbet eden Arkadaşlarıma, benimle röportaj yapmayı kabul eden insanlara, ne olursa olsun Yanımda olanlara,Kitaplarını okuduğum her yayınevinde , filmini izlediğim her oyuncu yönetmen ve ekibe ve şarkılarıyla ruhumun gıdası olan şarkıcılara, bana ilham veren her blogger'a teşekkür ediyorum... Ama teşekkürün en büyüğü siz dostlarıma yazılarımı okuyanlara... Iyi ki varsınız... Sağ olun<3                   TAKİPTE KALIN! Unicorn

Günün Şarkısı... Pinhani-Yitirmeden

Selam Dostlarım;  Bu şarkıyla annemin bana önermesiyle tanıştım. Ve o gün bugündür sabahları dinlemeyi sevdiğim şarkılardan biri oldu. Öncelikle Pinhani olmasını ve sonradan da sözlerini çok seviyorum. Şarkı her Pinhani Şarkısı gibi anlamlı ama anlamsız. Benim gibi bir aralar Kavak Yelleri dizisinin hastası ve Pinhani grubunun takipçisi iseniz tahminimce ne demek istediğimi anlarsınız. Neredeyse en sevdiğim grup olabilir bile... Ayrıca Efe ve Aslı aşkınım en büyük destekçilerindenim. Efe öldüğünde gerçekten üzülmüş ve ayrıca ondan sonra Deniz ve Güven den nefret etmiştim :) Neyse bu biraz Kavak Yellerinin anlatımı gibi oldu... Onun da yazısını yazacağım yakın zamanda:) Aşağıya çok sevdiğim bir lafı koyuyorum. Alakasız ama neyse.                       TAKIPTE KALIN! Unicorn

ALASKA'NIN PEŞİNDE...

İLK İÇKİ İLK ŞAKA İLK DOST İLK AŞK                      son sözler Selam Dostlarım. Kısa bir ara vermiştim... Yazı yazmayı özlemişim ama sınav haftamdı. Ben de asıl boş zamanım varken yazı yazayım dedim. Bugün başlıktan anlayacağınız gibi Alaska'nın Peşinde isimli kitabı konuşacağız... Hadi başlayalım.. Düşüncelerim Kitabın en önemli olayından sonra kitaptan koptum. Ve bence  John Green biraz hızlı kesmiş konuyu. Ama o olaya kadar her şey yolunda gidiyordu severek okuyordum. Tabii ki bir John Green klasiğidir böyle üzücü olaylar yazıp sonrasında meraktan çatlamamıza neden olmak. Acınızı paylaşıyorum dostlarım...:)))) Konu  Miles  ünlülerin son sözlerini araştıran (tıpkı ben) bir gençtir. Ve o sıkıcı hayattan sıyrılmak için bir yatılı liseye kaydolur. Orada Alaska isimli güzel bir kız ile tanışır ama aralarında bir sınır vardır. Miles sıradan bir gençtir ama Alaska havalı ve çekici bir kızdır. Ve aynı zamanda çok da perişan haldedir bu kız. Sanırım filmi var a

Arkadaşlarımla Sohbet...

Selam Dostlarım; Bu gün en yakın 3 arkadaşım ile yaptığım sohbeti sizlerle paylaşacağım..İsimlerini paylaşmamı istemediler o yüzden onların yazmamı istedikleri isimlerini yazdım... Unicorn: okumaktan en çok keyif aldığınız kitap türü? Flower: Macera...(Bu isme karar verirken ne düşündü acaba:)) Bad Girl: Yani ya fantastik kitaplar ya da klişe olmayan aşk romanları... Devekuşu:Benim komedi, macera, gerilim korku romanları. O tarz şeyler... Unicorn: Size ait olan en uzun kitap? Flower: Nutuk...( ona öyle bir bakışa attım ki sessizlik oldu.) Bad Girl: Sofie'nin Dünyası... Devekuşu: Tam bilmiyorum ama sanırım Ölüm Oyunu...(kitabı bir bitiremedim ben arkadaş..) Unicorn: Şu anda okuduğunuz kitaptan önce hangi kitabı okudunuz? Bad Girl: Şu anda okuduğum kitabın adı Benimle Kal. Ondan önce Tut Elimi kitabını okudum çünkü onlar seri. (aa hadi canım sende...) Flower: Benim okuduğum kitapta Dan Brown'dan İhanet Noktası' ydı. UNİCORN: Filmini izlemek mi, kitabını oku

AYNI YILDIZIN ALTINDA...

Selam dostlarım; Bugün hakkında konuşacağımız kitabın ismi Aynı Yıldızın Altında. Ben bu kitabı okuduğumda daha yeni çok sevdiğim  bir insanı kanserden kaybetmiştim. Yani anlayacağınız kitabın bende çok bir etkisi olmadı. Başka bir dönemde okumuş olsaydım tahminimce ağlamaktan helak olurdum. Ama olayları gerçekten yaşadığınızda en acıklı kanser hikayesinin bile etkisi olmuyor. Gerçekten korkunç bir dönemdi. Hemen kitaptan bahsetmek istiyorum;  Hazel isimli kanserli genç kız annesinin zoruyla gittiği kanser hastalarının sohbet ettiği kilisenin alt katında bir çocuk ile tanışır. Gus. O da kanser hastasıdır ama Hazel'ın hastalığından daha iyi niyetli ve daha az ölümcüldür. Tabii ki hikayenin ilerleyen kısımlarında gerçekten değişik olaylar oluyor. Ayrıca John Green'in kitabı olması da tabii ki kitabın ne kadar iyi olacağına dair bilgi veriyor. Bu kitabın filmi de çıktı. "UYUMSUZ"  filmindeki Tris ve onun kardeşi bu filmde Hazel ve Gus'ı oynuyor. Ben kitabını daha

EĞER YAŞARSAM..

Sanırım en çok satan serilerden biri de "Eğer Yaşarsam" serisidir. 1.'nci kitabı hızlıca okumamam rağmen ne yazık ki 2. kitap bende pek gitmedi. Bu yüzden 1. kitabı yazacağım. Hemen kısaca kitaptan bahsedelim...   Kitabımızın ana karakteri Mia. Çellist olmak en büyük hayali olan bu genç kız ailesiyle yaptığı araba kazasından sağ kurtuluyor. Anne ve babasını kaybediyor. Ama aslında Mia için de yaşıyor demek biraz mantıksız. Çünkü o da komada. Yaşamak ve ölüm arsındaki ince çizginin üstünde. Hani ölmeden önce insanın gözünün önünde hayatı bir film şeridi gibi geçermiş ya Mia da aynen bunu yaşıyor. Ve yaşadıklarını gözünün önünden geçiriyor. Sevgilisi Adam'ı ,ailesini ve tüm hayatını düşünüyor. Ve en kötüsü öleceğine ya dayanacağına kendisi karar veriyor. Peki hangisini seçerdiniz?   Yazının başında 2. kitabın bende gitmediğini söylemiştim fakat 1. kitabın sonunda aklınızda kalan soru işaretelerini siliyor 2. kitap. Aslında tam da bu yüzden 2. kitabı yazmıyorum. Çünkü

TELEPATİ...

SELAM DOSTLARI; Telepati bitti. Tam 1 haftada bitirdim . Ve bu kadar kısa sürede bitirebilmemin sebebi okulun 3 gün üst üste tatil olmasıydı. Kitapta bazı sayfaları 3-4 defa okumam gerekti. Çünkü bazen farklı terim ve deyişler kullanmış yazar. Mesela aynı paragraf içinde her iki karakterin başından geçenleri anlatmış. Ama kitabın konusu nedeniyle keyifle okudum. Böyle hikayeler çoğu zaman hep ilgimi çeker. Ne zamandır arkadaşlarımın elinde görüp nasıl okumadım kendime şaştım doğrusu. Hala etkisindeyken kitap hakkında bir şeyler yazmak istedim. Hemen kitabı anlatayım.     Jenna ve Alex isimlerinde iki genç yıllardır sadece kendilerinin fark ettiği şekilde beyinlerinin içinde sohbet edebilmektedir. En başta bayılarak yaptıkları bu konuşmalar sonucu her ikisinin ailesini de çok endişelenmektedir. Ve bu bayılmalar her ikisininde üzerinde çalıştıkları sporlarda da tehlike yaratmaktadır. Bir gün Alex bir delilik yapıp Jenna'nın yaşadığı ülkeye gider. Ama buluşmaya sözleştikleri yerde i